Sen Küçük Kutu
Eylül 2025 - Ağustos 2026
İSTANBUL
Görünmez radyo dalgalarının kıtalar arasında gezindiği İstanbul’da, Ömer Madra otuz yıldır her sabah mikrofon başında “Merhaba Kainat!” diyerek güne başlamaktadır. Kolektif bir proje olarak 1995’te kurulan Açık Radyo, bölgesel bir radyo olmasına rağmen kainatın bütün seslerine açık olma iddiasındadır. Bir programcı savaş bölgesinden bildirir; bir diğerinin iklim zirvesinden ilettiği haberleri, Avusturalya’daki orman yangınlarında itfaiye sirenlerini taklit eden saksağanların sesi takip eder... İstasyonun mekanı; kainatın binbir çeşit hikayesini frekanslara dönüştürerek radyo denen o küçük kutuya ulaştırmaya çalışan bir merkezdir.
Film, genel yayın yönetmeni Madra’yı ve radyo ekibini takip ederek, radyonun RTÜK tarafından verilen kapatılma kararıyla yüzleştiği son ayına tanıklık ediyor. Radyo ekibi yasal olarak yayına devam etmenin yollarını ararken, dinleyiciler destek mesajları gönderiyor. Geçmişin ve günümüzün teknolojisi; eski ve yeni jenerasyonların hikayesi birlikte var olmanın yolunu arıyor. Eski programcılar, radyonun ses olduğu iklim, insan hakları aktivistleri dayanışma ziyaretlerine geliyor. Herkesin hikayesi farklı olsa da ortak olan radyo çevresinde oluşan toplamın frekanslardan daha geniş bir noktaya ulaştığı. Film, anlatılan bu hikayelerin izini sürerek arşive dalıyor. Otuz yılda biriken görüntü ve sesler sadece radyo istasyonunun değil, Türkiye’nin ve dünyanın da yakın geçmişine ışık tutarak bugünü anlamlandırmamızı sağlıyor. Ortaya çıkan bir sonun hikâyesi değil -medya özgürlüğünü, ifade hürriyetini savunmak için Açık Radyo etrafında oluşan kalıcı topluluğun kutlaması. Film, istasyonun kapanma sürecini katılımcı gözlemci, otuz yılı ise arşivleri kullanarak anlatırken; anlatıda çatlaklar yaratarak izleyiciyle duyuşsal bir etkileşime girmeyi de amaçlıyor.
İstanbul’un üzerini örten görünmez radyo frekanslarının yarattığı kamusallığı kent manzaralarında; insanlara dokunarak yarattığı topluluğun bağlarını ise bu frekansları ileten ve alan ekipmanların detaylarında görmeye çalışıyor. Aynı zamanda radyo ekipmanlarının uğultusu, arşivden kayıt parçaları ve kentin atmosferik sesleriyle oluşturulacak işitsel dünya ile de şiirsel bir gerçeklik yaratıyor.
Son yayın yaklaşırken, radyo topluluğu eşi görülmemiş bir dayanışma gösterisiyle bir araya geliyor, anılarını paylaşıyor ve radyo dalgalarının ötesinde bir gelecek için planlar yapıyor. Film bir frekansın nasıl bir topluluğa dönüştüğünü ve bu topluluğun kendi mecrasını nasıl aştığını gözler önüne seriyor.